28 Şubat 2012 Salı

KONUŞAMAMAK!!




   Bazen dalga geçer gibi cevap veren erkekler, aslında hiç de dalga geçmiyorlar.. Çünkü, onlar kendilerine doğal gelen davranışların bize de doğal gelmesini bekliyorlar. Tepki verdiğimiz noktada, can sıkıcı ve itici olabiliyoruz onlar için. Peki, problem olduğunda konuşmayı istemek ve kişiliğimiz gereği tepkimizi ortaya koymak neden bize yapışan bir etiket? Bu sorun bence asırlardır varolan ve çözüme kavuşamamış bir muamma.. Yazık ki çoğu ilişki bu yüzden bitiyor.. Konuşamamaktan.. Pardon yanlış oldu! Konuşmak istememekten. Ama bunu istemeyen nedense hep erkekdir ve nedense konuşmayı ve çözüme gitmeyi seçen ise hep kadındır.. Cemal Süreya'nın bir şiiri vardır, bilir misiniz? "Kadınlar Susarak Gider"..


--------------
Çok uzun emekler verir ilişkisini yürütmek için. 
Birinin kadını olmayı yüreği, beyni, ruhu o kadar zor kabul etmiştir ki, başka bir adama ait olmayı istemez. 
Erkek gibi, çorbanın tuzu eksik diye kavga çıkarmaz mesela, 
tam tersi, konuşmamız lazım der. 
Erkekler de en çok bu cümleye sinir olurlar. 
Ertelenir o konuşmalar, maç bitimine, yemek sonrasına ve daha birçok lüzumsuz şeyin ardına ötelenir.

Kadınlar inatçıdır; 

hayata tutundukları gibi, aşklarına da sahip çıkarlar. 
Bu yüzdendir, konuşup derdini anlatma isteği. 
Karşı tarafı ikna edene kadar uğraşırlar. 
Sonunda pes eder adam, bir ışık görür kadın, tüm derdini paylaşır. Genellikle ne cevap alır? 
"Abuk sabuk konuşma!" 
Gereksiz ve saçma gelmiştir adama anlatılanlar, 
Hiç de üstünde durmamıştır. 
Yine bir sıkıntı!
Tatmin edilemeden geçiştirilir, 
Ve adam gün gelip bunların kendisine ok gibi döneceğini bilemez.

Bir kadın şikayet ediyorsa, 

Ya da erkeklerin deyimi ile vıdı vıdı ediyorsa; 
Erkek bilmelidir ki, o ilişkiden hala ümidi vardır kadının. 
Yürütmek, birlikte yaşamak, sorunları çözerek mutlu olmak istiyordur. 
Daha önemlisi, o adamı hala seviyordur.

Kadın susarak gider!
En önemli detaydır, 

Erkeklerin hiç anlayamadığı durum işte bu kadar basittir.
 O gün gelene kadar konuşan, kavga eden, tartışan kadın, kendini sessizliğe vermiştir. 
Ne zaman ümidini o ilişkiden kestiyse, o zaman sevgisi de yara almış demektir. 
Yüreğindeki bavulları toplamıştır, 
Kafasındaki biletleri almış 
Ve aslında bedeni orada durarak, ilişkiden çıkıp gitmiştir. 
Kadın, gerçekten gitmişse, çok sessiz olmuştur ayrılışı. 
Kimse hissetmeden, kapıları vurup kırmadan gitmiştir. 
Her akşam eve geldiğinde, kapının açıldığını gören adam anlamaz,  Ama bir kadın sessizce gider. 
Ne mutfağında yemek pişiren, 
Ne yan koltukta televizyon izleyen, 
Ne gece ruhunu kenara koyarak yatakta sevişmeye çalışan kadın artık o kadındır. 
Bir kadının çığlıklarından, kavgalarından korkmamak gerekir..
Çünkü kadının gidişi sessiz ve asildir.


Cemal SÜREYA

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder